İsrail`in Kürt ve Su Politikasında Türkiye nasıl tuzağa düşürüldü? Ramazan Kaan KURT`un araştırması (18) Ermeniler`in Van`da başlattıkları isyanlar sonrasında, Osmanlı-Türk Devleti TEHCİR Kanunu`nu çıkartır ve sakıncalı Ermeniler`i göçe tabi tutar.
İsrail`in Kürt ve Su Politikasında Türkiye nasıl tuzağa düşürüldü? Ramazan Kaan KURT`un araştırması (18)Ermeniler`in Van`da başlattıkları isyanlar sonrasında, Osmanlı-Türk Devleti TEHCİR Kanunu`nu çıkartır ve sakıncalı Ermeniler`i göçe tabi tutar. Ermeniler`in önde gelenlerindenAntranik Paşa, Şeyh Ahmet`e bir mektup yazarak yardım ister. Talep, Barzani ailesinden büyük destek görür. Başlarında Şeyh Ahmet ile Veli Bey, silahlı 200 peşmerge ile Antranik`in yardımına gelir...
Osmanlı Türkiye`sine isyan edip bölücülük yaptığı için Abdülselam Barzani 1914`te Musul`da idam edilir.Abdülselam`dan boşalan Nakşibendi şeyhlik postuna, Şeyh Ahmet otururken, askeri ve siyasi liderlik postuna da Molla Mustafa Barzani getirilir.
Ermenilerin Van`da başlattığı isyanlar sonrasında Osmanlı-Türk devleti `tehcir` kanununu çıkarır, sakıncalı Ermenileri göçe tabi tutar. Bir kısım Ermeniler Osmanlı devleti tarafından kıyıma uğradıklarını ileri sürer.Ermenilerin önde gelenlerinden Antranik Paşa, Şeyh Ahmet`e bir mektup yazarak yardım ister. Mektuptaki yardım talebi Barzani ailesinden büyük destek görür.
Yazmış olduğu kitapta,Mesut Barzani, babası Molla Mustafa Barzani`nin ağzından Barzani aşireti-Ermeni işbirliğini şöyle anlatıyor: `
Şeyh Ahmet, başlarında Veli Bey ile birlikte silahlı 200 adamını Antranik`in yardımına gönderdi. Ben de Veli Bey`in komutasındaki silahlı grubun içindeydim. Ermenilere yardım etmek için harekete geçtik. Reykan ve Hormari aşiretleri bölgesinden geçerken bize `Nereye gidiyorsunuz?` diye sorduklarında, `Ermenileri öldürmeye gidiyoruz` diyorduk. Çünkü maalesef Türk hükümeti, bu olayın Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında bir savaş olduğuna ve Türk hükümetinin İslam adına savaştığını bir kısım Kürt aşiretlerini inandırmıştı.
Biz Ermenilere yardım ettik ve onları Suriye`ye kadar götürdük. Kurtardığımız aileler arasında Antranik Paşa`nın ailesi, de vardı. Ermenilere yardım ederken Türk ordusu ile girdiğimiz çatışmalarda 14 ölü vermiştik.` Mesut Barzani`nin yazdığına göre, babası 1978 yılında, Washington D.C.`de Antranik Paşa`nın torunu ile bir markette tesadüfen karşılaşmış. 1931 yılındaki Barzani ayaklanmasını ailenin tarihini anlatırken başlangıç noktası alan Mesut Barzani, Rusya macerasını anlattıktan sonra, Baas rejiminin Molla Mustafa Barzani`ye suikast düzenlediğini aktarıyor.
29 Eylül 1971`deki bu saldırıyı savaş sebebi sayan IKDP`ye baba Barzani karşı çıkıyor ve; `Eğer savaşmamız gerekiyorsa Kerkük için savaşırız` dediği belirtiliyor. Barzani peşmergelerinin 1975`te Kerkük`e hakim olmak için Irak ordusuna karşı savaştıkları, Mesut Barzani`nin kitabında önemli bir detay olarak zikrediliyor. Ocak 1946`da İran`da kurulan Mehabat Kürt Cemiyeti`ni destekleyen Barzani aşiretinin Ruslarla ilişkilerinin 1947`de Molla Mustafa Barzani`nin Rusya`ya sığınması öncesine uzandığı kitapta yer alan bir başka ayrıntı. Barzani ailesinden Nakşibendi Şeyhi Abdülselam Barzani`nin 1907`de Kürt bölgelerinde, Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmesi, eğitimin Kürtçe olması ve mahalli yöneticilerin Kürtçeyi iyi bilen kimselerden seçilmesini talep eden bir telgrafı Osmanlı devlet idarecilerine gönderir.
Abdülselam Barzani bölücü harekete başlar. Türk ordusu harekete geçer. Bunun üzerine Şeyh Abdülselam Rus Çarı`ndan yardım ister.Rusya ile devamlı irtibat halinde olan Barzani, Urumiye yakınlarında Rus yardımı beklerken Türk ordusu tarafından yakalanır. Ve vatana ihanetten 1914`te Musul`da idam edilir.
1979 yılında babasından liderliği devralan Mesut Barzani, 16 yaşından beri Kürt hareketinin istihbarat mekanizmasını da yönetiyor. 16 Ağustos 1946 doğumlu Barzani, IKDP`nin kurulduğu gün doğmuş. Barzani ailesi dışarıdan kız alıp vermemesiyle tanınıyor. Akrabası olan karısıyla 30 yıldır evli olan Mesut Barzani`nin sekiz çocuğu var.Arapça, İngilizce, Fransızca ve Farsça bilen Barzani yazdığı kitabı Arapça olarak kaleme almış. Niçin Kürtçe değil? Ona göre, Kürtlerin bağımsızlık davalarını savunabilmek için Kürt bir anne-babadan doğmuş olmak şarttır.
Barzani, Talabani`yi babasına ihanetinden dolayı hiç affetmedi. Talabani öğrencilik yıllarında KDP`ye katılmıştı. 1964 yılında Talabani merkezi yönetim tarafına geçerek Molla Mustafa Barzani`yi yarı yolda bıraktı ve İran`a kaçtı. 1996 yılında, Habur sınır kapısından gelen paranın paylaşımı konusunda patlak veren Barzani-Talabani savaşında, Barzani`nin adamları Talabani`nin karısını esir aldılar. Erbil`e tepeden bakan lüks bir sarayda yaşayan Barzani ailesini sıradan Kürt vatandaşları ziyaret edemiyor.
Mesut Barzani, milyar dolarlarla ifade edilen ve tam rakamı bilinmeyen bir servete sahip. KDP`nin 1970`den beri ve ölene kadar başkanı olan Mesut Barzani sayısız suikasta uğradı. İlk suikast 1978`de Viyana`da gerçekleşti. Oğullarından Masrud KDP`nin istihbaratından, Wajy ise özel timlerin komutasından sorumlu. Ailenin soyadı Kuzey Irak`ta baba Barzani`nin doğduğu Barzan kasabasından geliyor.
Mesut Barzani kitabının ikinci cildinde, `İran Şahı Kürt halkını arkadan bıçaklarken Amerikan yönetimi Kürt halkına kulaklarını tıkadı. Bu trajedide en büyük günah Henry Kissinger`in omuzlarındadır. Sebep odur` diyor ve ABD`de ölen babası Mustafa Barzani`nin hastalanması ve İran`daki tedavisiyle ilgili şüpheler de kitapta yer almaktadır. Mesut Barzani`nin ABD ve İngiltere ziyaretinin sonucunda, Bush ve Blair bütün dünyaya şunu söylemek istiyor: `Kürtler artık bizim korumamız altındadır.Kürdistan ise coğrafi ve siyasi bir gerçektir` Kürtlerin bütün istekleri ABD ve İngiltere tarafından karşılanacak ve garanti edilecek. Mesela, `Türkiye Kürdistan`ından doğan ve Irak ile Suriye Kürdistan`ından geçerek Irak ve Suriye`nin içlerine doğru akan Dicle, Fırat ile Zap ve diğer nehirlerin meseleleri ABD ve İngiltere`yi ilgilendirmektedir..
` AB`nin Türkiye`deki sınırı aşan suların milletlerarası bir idarenin kontrolüne verilmesi isteği bundandır. AKP`nin 3 Ekim başarılarının (!) bir sonucudur. Türkiye`ye her kim su ile ilgili bir şeyler söylemek istiyor veya söylüyorsa arkasında mutlaka İsrail`i aramak aşırı şüphecilik değildir. Su İsrail için hayat memat meselesidir. İster Suriye, ister Irak, İster Kürtler, ister ABD, İngiltere ve AB vs. üzerinden seslendirilsin. ABD, Şah Rıza Pehlevi ve Saddam ile anlaşarak Barzani harekatına büyük darbe indirmişti. Baba Barzani İran`a, hastalanınca da ABD`ye kaçmak mecburiyetinde kalmıştı. Mesut Barzani, babasına atılan bu kazıktan ötürü zamanın Dışişleri Bakanı Kissinger`i sorumlu tuttuğu için son Washington ziyaretinde Kissinger ile görüşmek istemedi deniyor.
Sanki geçmişte, ABD ve İngiltere Kürtlere bunca kazığı atanlar değil ve onlara sureti haktan bir tavır sergiliyorlar. Barzani ve Talabani`de bu hayalin, hem de maskeli hayalin peşindeler.
İngiltere 1917`de, Filistin`i Yahudilere vatan olarak hediye edeceğini ilan eder. Osmanlı Türkiye`sinin bu bölgeden çekildiği o günlerde Filistin`deki Yahudi sayısı yaklaşık 60 bin kişidir. ABD, 1947`de muhtelif dalaverelerle BM`den bir karar çıkartır. Karara göre Filistin`de İsrail devleti kurulacak. 1917-47 arasında, 30 yılda İngiltere ve ABD destekli Siyonistler 500 bin Yahudi`yi dünyanın dört bir tarafından Filistin`e taşıdılar. İsrail bugün İngiltere ve ABD desteği ile nükleer güç sahibi bir ülke yapılmış, 500`den fazla nükleer, kimyasal ve biyolojik başlıklı füzeye sahiptir. Şimdi, İsrail`in kuyruğuna takılmış ABD, İngiltere ve sonradan `embeddet` Fransa bölgede ikinci bir İsrail kurmak istiyorlar. Geçmişte Kürtleri Irak, İran, Suriye ve Türkiye`ye dağıtan İngiltere ve Fransa`dır. Şimdi İsrail Amerika`daki Evajelist-Siyonist Kabalist Neoconlar, İngiltere ve Fransa bütün Kürtleri birleştirmek istiyor. Fakat bir mesele var.
Ve ısrarla gözlerden kaçırılmak isteniyor. 150 bin Yahudi Kürt ve Barzani ailesinin Haham-Nakşi karışık dini profili dışında kalan Kürtler Müslüman`dır. Akdeniz`e açılamayan, petrolü olmayan, iktisadi ciddi bir varlığı olmayan, hele hele İsrail gibi kendilerini koruyup kollayacak güçlü bir Amerikan Yahudi lobisi bulunmayan.
Türkler, Araplar ve Acemlerle kavgalı ve üçünün ortasında bir Kürt devleti. Tarih tekerrür edecektir. Hem de çok acı. Mezopotamya ihaneti affetmez. Mesut Barzani, 1990`lı yılların başından itibaren Türkiye`nin verdiği kırmızı pasaportu kullandı. Bu pasaport Birinci Körfez Savaşı`ndan sonra iptal edildi.
Hak-Par Genel Başkanı ve Şeyh Said`i `Kürt şehidi` sayan Abdülmelik Fırat`a büyük itibar gösteriyor. Fırat ve arkadaşları son olarak Temmuz 2005`te Barzani`yi Erbil`de ziyaret ettiler. Barzani, Türk vatandaşı Kürt asıllı insanlarımıza pasaport dağıtıyor. Türk istihbarat birimleri, Kürdistan nüfus cüzdanı ve pasaportlarının öncelik sırasına göre PKK yanlılarına, Irak sınırında çalışan TIR şoförlerine ve Türkiye`nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki bazı aşiretlere verildiğini belirtiyorlar. Maksadın ise Türkiye`yi federatif yönetime zorlamak olduğu söyleniyor.
Sınır ticareti ile uğraşan bazı işadamlarına da verilen pasaport ve nüfus cüzdanı ile ilgili bir soru önergesi veren AKP Balıkesir milletvekili Turan Çömez konuyu TBMM`ye taşıdı. Aradan yedi ay geçmesine rağmen İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu`dan cevap gelmedi. Bu arada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti Irak`ta, 15 Aralık`ta yapılacak seçimler öncesi Kürdistan Demokrat Partisi yöneticisi ve üyelerinden oluşan 30 kişilik bir heyeti Ankara`ya davet etti. Yüksek Seçim Kurulu, üniversiteler ve Ortadoğu Amme İdaresi`n de incelemelerde bulunan heyet üyelerine Anayasa Mahkemesi`nde eğitim verildi. KDP Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi Cafer İbrahim Hacı, Türkiye`deki kurumların benzerlerini Irak`ta geliştirmek istediklerini söyledi. Yalana ve bu zavallı piyonu Türk milleti adına adam yerine koyanlara bakın!... Türkmenlere Türk demeye dili varmayan, onları neredeyse yok sayan ve `akraba` diyen Abdullah Gül ve hükümet ne yapmaya çalışıyor? Herhalde bugün gelinen nokta bellidir, Türkmenlere ve Türkiye`nin çıkarlarına hizmet etmediğini. `Gül`ün Barzani`den söz ederken `Sayın` sözcüğünü kullanması dikkat çekici.
Bakan KDP liderinin Washington`da `Başkan` muamelesi görmesinin de Irak Anayasası`nın kendisinin Kürt bölgesinin başkanı sıfatını taşımış olmasından kaynaklandığını belirtti. (Sami Kohen-Milliyet gazetesi) Gelelim AKP Diyarbakır Milletvekili İlhan Aslan`ın `Kürt meselesine` nasıl baktığına. Önce bizi Akşam gazetesindeki (12 Ağustos 2005) köşesinden bilgilendirdiği için Güler Kömürcüye teşekkür ederim. Başbakan R.T.Erdoğan, Nisan ayında yaptığı Norveç gezisinde `Bizim için Kürt meselesi yoktur, Kürt meselesi sanal sorundur` demişken, Ağustos 2005`te `Kürt meselesi vardır` deyiverdi. Erdoğan`ın bu tavrı `karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar` diye bir türkümüz var. Zikzaklı söz ve tavırlarıyla bu türkümüzü sık sık dinlemek mecburiyetinde hissettiriyor bizleri. Ofer ve Galata Port meselesinde de, YÖK meselesinde de benzer durum olmadı mı? AKP içerisindeki Diyarbakır lobisinin önde gelen ismi, `İslamcı` Mazlum-Der eski Başkanı, Erdoğan`ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde belediyenin hatırı sayılır mütahitleri arasında yer alan, oğlu Mücahit Aslan`ı Erdoğan`a hizmet etmesi için görevlendiren Diyarbakır Milletvekili İlhan Aslan.
Diyor ki Aslan: `Kürt meselesine Sevr ve Lozan görüşmelerindeki perspektiften bakamayız. Çağdaş bir açıdan bakmamız gerekiyor. Türban mı, Kürt mü? Şüphesiz ki insan hayatına mal olduğu cihetle Kürt meselesi çok daha aciliyet kazanmıştır. (Demek ki Kürtçülük İslamcılığın önüne geçmiş, demek ki yüce dinimiz Kürtçülük için maske olarak kullanılmış RKK) Bana göre Barzani`nin Türkiye`ye karşı bir hareket içine girmesi mümkün ve mantıklı değildir. Türkiye`den beklentileri olduğu kesin. Bunları sağlayabilmek için yeni ittifaklara da girebilir, gayet normal. Barzani konusunda Türkiye`nin çekingen davrandığını düşünüyorum. (Mesut Barzani`nin yazdığı kitapta babası Molla Mustafa Barzani`nin Ermenilerle birlikte Türk ordusuna nasıl kurşun attığını hatırlayınız.) Irak`ta en sağlam partnerimizin Barzaniler olduğuna inanıyorum. Bence Barzani`yle çıkarlarımız atbaşı gidiyor. Böyle bir ittifak Türkiye`yi Ortadoğu`da güçlü kılar.
http://www.tumgazeteler.com/?a=1220739
http://www.angelfire.com/tn3/tahir/trk29z.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder