HILFU’L – FUDUL ANDLAŞMASI
Bilindiği gibi bu bir andlaşmadır. Hz. Peygamber ile Mekke’nin ileri gelenlerinden birkaç kişi arasında zalimlere karşı çıkmak , mazlumların, müstekbirlerdeki haklarını almak üzere kurulmuş bir cemiyettir . Bu cemiyetin üstlendiği bütün görev ,kendi aralarında dayanışarak zalimlere karşı mazlumları korumak, haklarını almalarına yardımcı olmaktan ibarettir.
Peygamberlikten önce.
Mekke’de Hz.Peygamber’in katıldığı antlaşma gereğince, eğer bir mazlumun yardımına çağrılması istenecek olursa , yardımına koşacağını,Medine’de dahi ifade ettiği rivayet edilmektedir.
Bu rivayetten anlaşılabilecek olan, mazlumun hakkını korumak için gerektiğinde kafir şahıslarla dahi dayanışma içerisinde olunabileceğinden ibarettir.
Bu rivayetten anlaşılabilecek olan, mazlumun hakkını korumak için gerektiğinde kafir şahıslarla dahi dayanışma içerisinde olunabileceğinden ibarettir.
Böyle bir olaydan ve buna atıfta bulunduğu anlaşılan bir rivayetten, İslam ile hükmetmeyen hükümetlere ortak olmanın ve islam dışı düzenlerin İslam dışı hükümleriyle hükmetmenin caiz olduğu sonucu çıkarmak mümkün değildir.
Çünkü bu rivayette uzaktan olsun yakından olsun, İslam dışı bir yapının aldığı kararlara bağlı kalmanın ,çıkarmaya elverişli bir ifade yoktur.
Kaldı ki Peygamber efendimizin Mekke’deki Dar’un-Nedve‘ye karşı bu hususta takındığı tavır belli ve bilinen bir tavırdır.
Kaldı ki Peygamber efendimizin Mekke’deki Dar’un-Nedve‘ye karşı bu hususta takındığı tavır belli ve bilinen bir tavırdır.
Hz. Peygamber, değil onların kabul ettikleri anayasal hükümler çerçevesinde görev alma teklifini , başlarına kral olmak tekliflerini dahi reddetmişti.
Durum bu olduğuna göre, Hz. Peygamberin Hılfu’l-Fudul ile ilgili ifadelerinden, cahili düzenlerin bakanlıklarını kabul etmenin cevazına dair bir delil göstermeye imkan yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder